İD-EGO-SÜPEREGO arasındaki çatışmalar anksiyeteye yol açar. Bireyin savunma mekanizması, bu anksiyeteye karşı kullanılan bir EGO fonksiyonudur. Bu yüzden egonun savunma mekanizması adını alır. Savunma mekanizmasının amacı; anksiyeteyi azaltmak, egonun gücünü arttırmak, öz saygıyı korumak ve güçlendirmektir.
Savunma Mekanizmasının Özellikleri Ve İşlevleri
- Savunma düzenekleri bilinçsizdir ve bu düzeneklerin farkında olunmaz.
- Her birey savunma düzeneklerini kullanır.
- Savunma düzenekleri , anksiyeteye karşı işlev görür.
- Savunma düzenekleri benlik saygısını korumaya ve sürdürmeye eğilimdir.
- Savunma düzenekleri bir bütün olarak insanın uyumuna yardım eder.
Savunma Düzenekleri
Bastırma : Dürtü, anı ve deneyimlerin bilinçdışına itilmesi ve orada tutulmasıdır. Bilinç dışına itilen yaşantı bilinç düzeyine getirildiğinde önce yadsınabilir, sonra kabul edilebilir.
Yadsıma(İnkar): Benlik için tehlikeli olarak algılanan ve bunaltı doğuracağı düşünülen bir gerçeği yok saymak , görmemek şeklinde gerçekleşen ilkel savunma şeklidir. Bilinçdışı bir yakıştırmama, yok sayma özelliği vardır ve bunun yerine gerçekdışı kabullenişler oluşturulur. Sanrı oluşumunda yadsıma özelliği önemlik etkinlik taşır.
Bölünme: Doğal dürtülerin ya da içsel nesnelerin olumlu-olumsuz, iyi-kötü parçalarına bölünmesi, iyinin devamının sağlanması, kötünün yok edilmeye çalışılması şeklinde gerçekleşen savunma düzeneğidir.
Çözünme: Zihindeki duygu karmaşalarının bağlı olduğu olaylardan koparak özerkleşmesi çatışma ve bunaltıyı yatıştırır.
Yer Değiştirme: Bir duygunun ya da dürtünün asıl nesnesinden uzaklaşarak başka nesneye yönelmesidir.
Kendine Yöneltme: Engellerin büyük bölümü bireyin kendi içindedir. Saldıganlık dürtüsü doyum sağlayıcı bir nesnenin elde edilmesini önleyen engellere karşı ortaya çıkar.
Karşı Tepki Kurma: Bilinçdışı yasak dürtülere karşıt tepki gösterme, benliğini savunma.
Düşünselleştirme: Yasak duyguların, dürtülerin ve yaşantıların bilimsel açıklamalarla desteklendirerek asıl bunalım kaynağının bu şekilde kapatılması.
Yalıtma: Ruhsal yaşantının duygusal tarafından uzaklaştırılması,bilişsel yanının tümü ile anımsanması
Yapıp-Bozma:Kişinin gerçekte ya da düşüncesinde yaptığı olumsuz eylemi yansızlaştırmak, etkisini kaldırmak ve yapılmamış gibi saymak amacı ile yürütülen birtakım işlemler bu düzeneği oluşturur. Bu düzenek daha çok obsesif kompulsif kişilik ve nevrozlarda görülür. (Örneğin; Kapatılan musluğun geri dönüp kapatıldığından emin olmak için tekrar açıp kapatmak)
Saplanma: Çocuğun gelişme sürecinde , çocukluk dönemlerine bağlı bazı özellikleri benliğinde tuttuğu ve sonraki dönemlerinde bunları bırakmadığı görülebilir. Gelişme basamakları ilerlerken çocuk bir basamakta saplanıp kalır. (Sanki dünya kendisine karşı sorumluymuş gibi bağımlı kişilik gelişimi meydana gelir.)
Özdeşim: Başka bir bireyin özelliklerini benimseyerek kendi kişiliğinin parçası yapmak.
Yansıymalı Özdeşim: Çocuğun kendine göre zihinde geliştirmiş olduğu anne baba özelliğini yansıtması ve onlarda varsayarak buna göre özdeşim yapması.
Yüceleştirme: Sağlıklı bir gelişim süreci insanoğlunda dürtülerin olgunlaşmasına olanak sağlar. Örneğin çocukluk çağındaki aşırı bağımlılık yetişkin kişide sevişmeye, uyumlu ve doyumlu cinsel ilişki kurabilmeye temel olur. Yüceleştirme düzeneğinin en önemli noktası herhangi bir bunaltı kaynağına karşı savunma gereksinimine bağlı olmamasıdır.
Yansıtma: Duygu ve dürtülerin dışarıya aktarılıp, yansıtıp,dışarıdan kendisine yöneltiliyormuş gibi algılanması önemli savunma düzeneklerinden biridir. Özürlerimizi kendimiz için yakıştıramadığımız gibi, bunları başkalarına görmek de kolaydır.
Somutlaştırma
Düş Kurma
Akla Uygunlaştırma